Kişisel Bilgiler
Biyografi
1980 yılında İstanbul’da doğdu. 2008 yılında Ankara’ya taşındı ve profesyonel fotoğrafçılık yapmaya başladı. 2018 yılından itibaren ticari fotoğraf işlerinin yanı sıra kişisel çalışmalarına yoğunlaşmaya başladı. Modellerle yaptığı portre çekimlerinin dışında öz portrelerle kendini ifade etme çabasına girişti. Son iki yılda katıldığı uluslararası yarışmalarda, çoğunlukla öz portre fotoğrafları ile 100’den fazla kabul ve 11 ödül kazandı. Hâlâ profesyonel fotoğrafçılık yapmaya ve evde kurulu stüdyosunda sanatsal içerik üretmeye devam etmektedir. Evli olan sanatçının bir kız çocuğu bulunmaktadır ve dünyaya faydalı, sanatsal ve bilimsel düşünceye sahip bir birey yetiştirmek için çabalamaktadır.
MANİFESTO
“Kadın eğer kendi kendine oturup yüreğine bakabilseydi, orada, yetenek, hüner ve sınırlamalarının saygıyla kabullenilmesine duyulan gereksinimi görürdü.”
Clarissa P.Estés
Bir kadın doğar. Türlü toplumsal yükler altında kendini büyütür. Bedenine ve ruhuna yüklenen sorumluluk, talep ve lanetlerle büyümesini durdurur. Kadını ezmek üzerine kurulu ataerkil dünya düzeni ile yoğrulur, ruhu parçalara ayrılır ve belki de kimliksiz kalır.
Kadın kavramı üzerinden hem kadının kadına baskısı hem de erkeğin kadına baskısı ayrışmayı daha net ortaya çıkarıyor. Kalıplara sokmak, isimler vermek, bitmeyen sınıflandırma çabası ve öldürülen kanlı canlı bir varlık.
Kadınlar, kuşaklar boyunca kendi varlıklarını kanıtlamak, görünür olmak için erkeklerle evlendiler. Sadece kadınlar değil, farklı kimlik tanımlamaları yapılan her birey görünür olmak için evlendi. Hatta toplumdan dışlanmamak için doğurdu. Anne olarak varlığını kanıtlamaya çalıştı. Doğurganlığı ile yüceltilmesi gerekirken daha da bastırıldı ve aşağılandı.
Yaşadığımız evren farlılıkları ile muhteşem bir yapıda. Var olan her canlı kendi başına “tek, biricik, eşi benzeri yok”. Farklılıklar mutluluk ve heyecanla yaşama arzusu getirmeliyken, aksine aşağılanıp, ezilip, toplumdan dışlanıyor.
Günümüz dünyasında, endüstriyel çarklara ve hatta dijital dünyada kaybolan insanlığınıza fısıldayın;
Aynaya bakmayı, kendinizi görmeyi hatırlayın. Genetik kodlarla aktarılan, yüzyıllardır bilinçaltı odalarınıza gizlice giren bastırılmışlık ve ezilmişlik duyguları ile bağ kesin. Şifalanın, insanlığınızı şifalandırın. Yeni nesillere gizli düşmanınızı aktarmayın, bırakın gitsin. Her birey, her canlı hakkettiği şekilde özgür ve mutlu yaşasın. Kırmızı renk sadece damarlarımızda akmaya devam etsin, insanlığı kana bulamanın manası yok…
Işıkla…
Ayça KARAOĞLAN
Şubat 2022